9 aylık uzun bir süreçten sonra heyecanla beklediğiniz bebeğiniz artık kotlarınızın arasında.. Dünyaya gözünü açtığı ilk günden itibaren yeni dünyasını anlamaya ve si­zi tanımaya çalışıyor. O, bu dış dünyada kendini sadece sizin kollarınızda güvende hissedi­yor.

Bebeklerin ilk günlerde anne karnından farklı olan bu yeni yaşama alışması, sizin bu küçük misafire alışmanız kadar zor olabiliyor. Tabii anne karnındaki o güveni ve sıcaklığı bu­lamadığı zaman da tepkisini ağlayarak gösteri­yor. Çünkü ağlamak bebeklerin isteklerini ve dertlerini anlatabildikleri tek iletişim yoludur. Kamı acıktığında, altı kirlendiğinde, gazı oldu­ğunda veya canı sıkıldığında kendini en iyi ağ­layarak ifade edebiliyor. Bebeklerin ağlama di­lini çözmenin en iyi yolu ise anne ile birbirlerini zamanla tanımalarından geçiyor. İşte, bebeği­nizi kısa zamanda tanıyarak onun ağlama ne­denlerinin şifresini en kolay yollarla çözmenize yardımcı olacak önerileri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr, Şirin Göker anlattı.

 

Ağlama nedenleri

Yeni doğan bebekler dünyaya geldikleri ilk andan itibaren ağlamaya başlarlar. 9 ay bo­yunca anneye göbek kordonu ile bağlı olan bebeğin bütün ihtiyaçları bu yolla sağlanırken, birden hiç bilmediği soğuk ve ona sınırsız büyüklükte gelen dış ortama adapte olması bek­lenir. Ona yabancı gelen bu ortama, evine ve ailesine alışması uzun zaman alabilir, Bebekler geldikleri bu yeni dünyaya alışma sürecini ağ­layarak geçirebilirler. İsteklerini, dertlerini konu­şarak anlatamayacakları İçin kendilerini en iyi bu şekilde ifade edebilirler. Bebeklerin sürekli ağlaması bir yerlerinin acıdığı manasına gelmez. Bebek aslında anne karnına geri dönmeyi arzulamaktadır. İlk zamanlar bebeği kucakta tutmak, emzirmek ve gerekirse geceleri kundaklamak bebeğin biraz da olsa rahatlamasına ve kendi­ni güvende hissetmesine yardımcı olur.

Bebeğinizi ağlamasından tanıyın

Anne bebeğin ağlama tonlarının ne anlama geldiğini, zaman içerisinde anlamaya başlar. Mesela karnı acıkan bir bebeğin ağlaması şid­detlidir. Bebek mama ya da meme verilene ka­dar ağlamasını sürdürür. İlk 4 ay öncelikle, be­beklerin neden ağladığını bulmanız ve öğren­meniz gerekir. Böylelikle sorunun ana kaynağına ve çözüme daha kolay ulaşabilirsiniz, Be­beklerin ağlama nedenlerini ve çözüm yollarını şöyle sıralayabiliriz;

• Bebekler çevresinde olan insanları 3. ay­dan sonra daha kolay ayırabilir. Yabancı birini görüp korktuğunda tepkisini ağlayarak verir. Böyle bir durumda bebeği kucağa almak ve o ortamdan uzaklaştırmak sakinleşmesini sağlar.

Aşırı kalabalık ve ilgi, bebekleri heye­canlandırır. Böyle bir günün ardından çocu­ğun huysuz olması normaldir, Ortam değişikliği yapmak, bebeğin sakinleşmesine yardımcı olur,

•Aşırı gürültülü ortam bebeğin korkması­na neden olur. Kucağa almak bebeğin sakin­leşmesi için yeterlidir,

• Uykusu gelen bir bebek, gözleri yarı ka­palı, başını sağa sola çevirerek ağlar, Bu ağ­lamalardan önce sebepsiz yere mızmızlanma­ya başlar, Ağlamalar genellikle gece hep aynı saatlerde ortaya çıkar, uykuya dalana kadar belli aralıklarla devam eder, Bu esnada bebe­ğe mama vermek sakinleşmesine biraz katkıda bulunabilir.

Hastalanan bebekler, ateş gibi bulgular sonucunda çok huysuzlaşıp kucaktan inmek istemezler. Ciddi şekilde hastalandıklarında ise inleme tarzında ve seslerini şiddetlice çıkarma­dan halsizce ağlarlar.

• Hiçbir sebep olmadan bebeklerin ağla­masının nedenleri arasında gaz sancısı ya da uykuya dalmada güçlük gelir. Gaz sancıları genellikle yeni doğan bebeklerde 3. haftadan sonra başlar, 2. ay şiddetlidir, 4. aydan sonra ise kaybolur. Sıcak banyo, çeşitli gaz ilaçları, (buraya dikkat bir çok gaz ilacı çocuklarda ciddi sorunlara yol açar ilerleyen yaşlarda bağırsak kanserine zemin hazırlar) bitki çayları, sallama ya da arabayla gezdirme bu gibi durumlarda iyi gelir.

• Bebeklerin dişleri genellikle 6. aydan iti­baren çıkmaya başlar. Diş çıkarma dönemin­de bebeğiniz ağlayabilir. Bu dönemde onun diş ağrılarını azaltmak için diş etlerine jel sürüp masaj yapabilirsiniz.

Ağlayan bebeğiniz yoksa kolik mı?

Bebekler yaşamın ilk birkaç ayında çeşitli nedenlerden dolayı ağlayabilirler. Açlıktan, ağrı duyduğundan veya ışın sıcaktan bunalıp ağla­mıyorsa bir başka deyişle nedensiz ağlıyorsa, bu durum bebeğin kolik olabileceği anlamına gelir. Yenidoğan bebeklerin yüzde 10’unda kolik görülebilir. Koliğe neden olan etkenler ke­sin olarak bilinmemekle birlikte, bu bebeklerin daha fazla kucağa alınma isteği ya da uykuya dalmadan önce yine kucak gereksinimleri ol­duğu düşünülür. Özellikle kolikli bebeklerin da­ha hassas ve duygusal oldukları tahmin edili­yor. Kolik oluşmasında, anne-babanın kişiliği, bebeğe davranışları, tavırları, bebek bakımının kalitesi rol oynamıyor. Bu nedenle anne-baba­ların kendilerini suçlamaları yanlış olur. Nadiren inek sütüne alerjisi olan bebeklerde kolik göz­lenebilir. Ayrıca bebeklerin aşın derecede ağla­masının nedeni sadece gaz sancısı olmayabili­yor. Bu nedenle çocuğun gazını çıkarmak için ekstra uğraşılara girmek yanlış olur. Koliğin ne­deni yalnızca karın ağrısı olarak açıklanmıyor. Kolik esnasında bebeğin karnının sert hissedil­mesinin nedeni, bebeğin ağlarken karın kasla­rını, kullanmasından kaynaklanıyor. Bebeğin ağlarken bacaklarını karnına doğru çekmesi, kollarını büzmesi normal bir ağlama pozisyo­nundan başka bir anlam içermiyor.

Bebek her ağladığında onu beslemeye çalışmayın. Beslenme sonrasında midenin tamamen boşalması için en az iki saat gereklidir. İki saatten daha kısa aralıklarla beslemek, bebekte kramp tarzında karın ağrılarının oluşmasına zemin hazırlar. Anne sütünün artmasını sağlamak için, istisna olarak yalnız ilk iki hafta boyunca her ağladığında bebeğinizi emzirmelisiniz.

Bebeğinizi sakinleştirmenin 5 yolu

1 Ağlayan bebeğinizi kucağınıza alın ve bir sallanma koltuğuna yavaşça oturarak ritmik hareketlerle sallanın.
Bu, onun rahatlamasına ve uykuya daha kolay dalmasına yardımcı olur. Bebeğinizi beşikte de sallayabilir ya da kanguruya asıp dolaştırabilirsiniz. Bebeğinizin sakinleşmesini, saç kurutma makinesi veya elektrik süpürgesini çalıştırarak, arabayla kü­çük bir gezintiye çıkarak veya emzik, masaj, sıcak banyo, rezene-papatya-anason gibi bit­ki çayları yaparak sağlayabilirsiniz.

2 Bebek ağladığında uyuyamıyorsa, ön­ce kendi kendine uykuya dalmasını bekleyin.
Eğer 30 dakikadan fazla ağlamaya devam ediyorsa, muhtemelen uykusu gelmiş ve uyu­mak istiyor demektir. Böyle bir durumda, dış uyaranları (gürültü, ışık vb.) en aza indirerek bebeği yatağına yatırın. Odasının kapısını ka­patarak 15 dakika daha onu yalnız bırakın. Bu süre içerisinde uykuya dalmazsa, tekrar yanı­na giderek ilk baştaki önerilerimizi tekrar de­neyin.

3 Bebeklerde oluşabilecek uyku sorunla­rını önceden önleyin.
Uykusu gelen bebek her ağladığında kucağa alınırlarsa, kendi kendileri­ni rahatlatıp uykuya dalmayı öğrenemezler.

4 Bebeği gündüz yerine gece uyumasına teşvik edin.
Gündüz saatlerinde uzun süre uyumasına izin vermeyin. Bebekler gündüz üç saatten daha uzun süre uyursa yavaşça uyan­dırın. Besledikten ya da oynadıktan sonra tek­rar uyumaması için oyalamaya çalışın. Bu şe­kilde bebeğin gece hiç uyanmadan en az beş saat uyumasını sağlayabilirsiniz.

5 Bebek her ağladığında beslememeye çalışın.
Bebeğin aç olması, ağlama nedenlerin­den yalnızca biridir. Beslenme sonrasında mi­denin tamamen boşalması için en az iki saat gereklidir. İki saatten daha kısa aralıklarla bes­lemek, bebekte kramp tarzında karın ağrıları­nın oluşmasına zemin hazırlar. Anne sütünün artmasını sağlamak için, istisna olarak ilk iki hafta boyunca her ağladığında bebeğinizi emzirin. Gündüz sık aralıklarla beslenen bebekler, gece de sık aralıklarla uyanarak emmek ister­ler. Bebeği emzirdiğiniz sürece, aşırı kahve, çay, kola gibi uyarıcı özelliği olan içeceklerden kaçının.

“Endişe ve telaş bebeği huzursuz eder”

Bebeklerinin sürekli ağlaması karşısında telaşa kapılan anne-babaların, endişeli ve te­laşlı tavırlar gösterebildiğini, yapılan bu evha­mın bebeğin de huzursuz olmasına neden olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Göker, sözlerine şöyle devam ediyor: “Anne ve bebek arasındaki bağ kuvvet­lendikçe anne, bebeğinin ağlamalarının ne an­lama geldiğini öğrenerek ihtiyaçlarını daha ko­lay kavrayabilir. Yeni doğan bebekler, karnı acıktığında, kucak isteyince, aynı pozisyonda yatmaktan sırtı ağrıyınca, altları kirlenince ya da uykuya dalamadıklarında; ortam aşırı sıcak ya da soğuk, gergin ya da gürültülü olduğunda da ağlayabilirler. Bebekler giysileri çıkarıldığında, altları değiştirildiğinde de ağlarsa bunun nede­ni, beni giydir ya da çıplak kalmak istemiyorum demektir. Bebekler belirgin olarak, banyo yap­tırılırken, kulağına su kaçtığında, şapka takıldı­ğında veya kafasına dokunulduğunda da ağla­yabilirler.”