Loğusa Psikolojisi Nedenleri Nelerdir?
Anneliğe adım atılmasından sonra yaşanan bazı sıkıntılar olabilir. Bu sıkıntılar her kadında görülür ve muhtemelen 6 haftalık bir zamandan sonra etkisini kaybettirir. Sıkıntılar, kadının kendisine olan özgüvenini kaybetmesinden doğar. Biyolojik ve psikolojik nedenler, kadının depresif bir ruh haline kapılmasına neden olur. Gebelik süreci içerisinde östrojen ve progesteron düzeyleri yüksektir. Ancak doğumdan sonra bu düzeyler birden aşağıya iner. Bunun yanında hormonal değişimler, kadınların depresif ruh haline kapılmalarına neden olur. Vücutlarını artık beğenmeyen anne tiplerinden, bebeklerine iyi analık yapamayacağını düşünen annelere ve artık ilgi odağının bebek olacağını düşünen anne tiplerine kadar, psikolojik rahatsızlıklar farklılıklar gösterebilir.
Neden yaşanmaktadır?
Anne adayının geçmişinde yaşadıkları, lohusalık psikolojisinin kalıcılığını etkiler. Daha önce depresyona girmiş bir anne, lohusalık hallerinden sonra girme riskini fazlasıyla taşır. Aile içerisinde olan sorunlar, gebeliğin istenmemiş olması, annenin kendisini henüz bebek bakmaya hazırlıklı hissetmemesi, ilgi odağı olmayacağını düşünmesi, yalnızlığa terk edilmiş olması gibi birçok faktör lohusalık psikolojisini etkilemektedir.
Belirtileri nelerdir?
Anne adayı sürekli kendisini hüzünlü hisseder. Halbuki hüzün duyulacak bir durum ortada yoktur. Bebek sağlıklı, güler yüzlü ve annesinin yanındadır. Ama buna rağmen bir hüzün anneyi esir almaktadır. Anne aşırı yorgun olduğunu hisseder. Gün boyu yatmasına rağmen aşırı yorgunluk ve enerjisizlik söz konusudur. Kendisini seven ve kendisinin sevdiği kişilerden sıkılma ve uzaklaşmaya çalışma, aktivitelerde bulunmama. Bebeğinden gereksiz endişe duyma. Uykusuzluk, iştahsızlık ve bebekle ilgilenmek istememe gibi durumlar da, lohusalık psikoloji sonrası yaşanacak depresyon belirtileridir.
Nasıl tedavi edilebilir?
Tam olarak neden ortaya çıktığı anlaşılamayan lohusalık depresyonu, anne adayının bilinçli olması durumunda kısa sürede aşılabilecek bir süreci ifade eder. Bu anlamda annenin kesinlikle evde kendisini kilitlememesi ve insanlardan, özellikle kendisinin sevmiş olduğu ve onu huzurlu eden insanlardan konuşmaktan çekinmemesi ve kaçmaması gerekir. Arada sırada dışarıya çıkarak hava alması, giyinmesi, düzenli duş alarak rahatlaması gerekir. Eşinde karısına bu durum karşısında yardımcı olması ve kendisini iyi hissetmesi için ona sevgi dolu davranış ve sözler kullanması gerekir.
Anne, kendisini eve kapatır ve hüzünlü, olumsuz düşünceleriyle yaşamaya devam ederse, daha vahim sonuçlara doğur gidebilecek depresif hallerin ortaya çıması söz konusu olabilir. Bu durumun yaşanmaması için annenin sosyal yaşantısına gebelik sürecinde olduğu gibi devam etmesi gerekmektedir. Bebeğini bırakamıyorsa, arada sırada bakıcıya veya bir akrabasına emanet ederek, gezmeli ve temiz hava almalıdır.